Kırmanci’de ayıya HES denir…
Özellikle ormanlık bölgelerde yaşayan köylülerde hep bir HES (ayı) korkusu vardır.
Ancak, ayının köylüye zarar verdiği olaylar çok seyrektir.
Çünkü köylü, ayının ne zaman tehlikeli, ne zaman uysal olduğunu bilir. Ayıya rastlarsa onun saldırmaması için nasıl davranması gerektiğini artık öğrenmiştir. Ormanın neresinde ayı olur, günün hangi saatinde ve yılın hangi mevsiminde ayının davranışı nasıldır, yüzyıllardan süzüp gelen tecrübelerle bilinç haline gelmiştir. Yani ayı, köylünün doğadaki yaşamının bir parçası daha doğrusu bir aktörü haline gelmiştir. Öyle ki ayı ile insan arasındaki konuşmalar dünyanın önde gelen fabl( hayvanların konuşturulması) eserlerine denk güzelliktedir.
Metin Kemal Kahraman kardeşlerin, sözlerini Kırmanci olarak yazdıkları Heso u Heso türküsü bu tarzın güzel örneklerdendir.
Türkünün girişi şöyle:
“Ma ve xêr, bira Heso!
Namê to kî Heso,
Namê mi kî Heso
Mirê kî beso,
Torê kî beso”
Namê to kî Heso,
Namê mi kî Heso
Mirê kî beso,
Torê kî beso”
Yani; Hasan adında biri ormanda ayı ile karşılaşmış. Önce çok korkmuş ve ardından, merhaba ayı kardeş, senin adında da Heso, benim adım da Heso…Sana da yeter, bana da yeter…”diye başlamış söze…
Doğal bir gerçeği sade , net anlatmış: “İnsanı ve hayvanı doğada kendi haline bırakırsan doğa ikisine de yeter.”
***
Şimdi nereden çıktı bu HES’li, AYI’lı hikaye diyeceksiniz…
Bir süredir, Anadolu köylüsünün başı yine HES’lerle (Hidro Elekrik Santrali) dertte. Çoğu, çok uluslu şirketlerin taşeronu olan iktidar hormonuyla büyümüş konsorsiyumlar, nerede güzel akan bir dere, nerede serin bir vadi, nerede çağlayan bir şelale varsa hemencecik konduruyorlar HES’i…
İş makinaları, dinamitler, hızarlar devreye girip doğayı alt üst ediyor. Dere gidiyor, vadi gidiyor, orman gidiyor, şelale gidiyor…Ev, tarla, tarihi eser, mezar, ziyaret ne varsa durgun ve renksiz suların altında yok ediliyor.
Fırtına Vadisi’nden, Munzur’a, Bergama’dan, Hasankeyf’e kadar, Anadolu köylüsünün en büyük korkusu artık yeni HES’ler…Doğadaki HES’lerin (ayı) huyunu suyunu bilen köylü, dışardan gelen bu yeni HES’lerle nasıl mücadele edeceğini henüz tam bilmiyor…
Ama pes etmiyor da…Örgütleniyor. Bilinçleniyor…Mahkemeye başvuruyor. Koruma Kurullarıyla, Yargıtay, Danıştay kararlarıyla tanışıyor.
Kafalarındaki bin bir şeytanlık ,oyun ve yutturmaca ile doğanını canına okumaya gelen bu HES’çiler, şimdi Anadolu köylüsünün inatçılığı, yüksek sezgi gücü ve sabrıyla karşı karşıyalar.
Bakalım Anadolulu HESO ile Çokuslu HES’lerin türküsü nasıl yazılacak… ?
Yargıtay başkanı Hasan Gerçeker, "Süper temyiz mahkemesi geliyor. Hayırlı olsun. AİHM'de bile böyle yetki yok. Bu ygulama hayata geçerse, yargıda kaos ortamı oluşur" dedi. Güvencemiz bir yargıydı. Onu da 12 Eylül refarandumunda elimizden yitirdik. Bu sebeble; sizin tabirinizle Çokuslu HES'lerinkini bilmem ama Anadolu HESO'ların türküsünün çok acıklı olacağı kuvvetle muhtemel görünüyor.
YanıtlaSil